BismillahirRahmanirRahim
Soru: Mücadele eden bir müridinizim. Dergahtan çok uzakta yaşıyorum ve bulunduğum ülkede Tarikattan çok az kişi var. Bulunduğum yerdeki Cuma namazına ve hutbesine gittiğimde nasıl daha fazla manevi hissedebilirim? Sadece bir farzı yerine getiriyormuşum gibi geliyor. Halbuki Tarikattaki kişilerle beraber zikir yaparken yüksek bir manevi haz alıyorum. Cuma namazını Tarikattaki kişilerle birlikte kıldığımda, çok daha iyi hissediyorum.
Elhamdulillah. Ahir zamanda yaşıyorsun. Dergaha yerleşmeden önce, 10-15 yıl boyunca New York City'de yaşadım ben. Buraya taşınmadan önce acı çekiyordum çünkü her Cuma gidip şeytan Vahhabi türünde birini dinlemek zorunda kalıyordum. Bize, Peygamberi seven, salavat getiren, Mevlid yapan, zikr yapan kişilere kafir diyordu. Yıllarca bunu yaşamam gerekti.
Sonra, “Tamam, bu Vahhabi camisinden çok sıkıldım,” deyip bir Sufi mescidine gittim ama orada da yeni bir tür saçmalıkla karşılaştım. İmamlar rüyaları hakkında, ruhsal rüyaları hakkında konuşuyor ve hemen çeşitli yorumlar yapıyorlardı. Diyordu ki, “Kabe Beytullah olduğuna göre ve herkes yüzünü Kabe'ye döndüğü için, hepimiz ehl-i beytiz. Herkes ehl-i beyttir.” Bunu söylüyor. Bu da böyle bir şeydi.
Bu Sufi saçmalıklarından da bıktım ve Afrikalı mescidine gittim. Sadece Fransızca konuşuyorlardı; ben de hiçbir şey anlamıyorum, daha iyi. Hiç sinirlenmiyorum, Elhamdulillah deyip namazımı kılıyorum, o kadar.
Görüyor musun? Durum böyle olmuş. Aynen avucunda kor kömür tutmak gibi bir şey bu. Bir elin yanıyor, öbürüne geçiriyorsun, yanıyor bir diğerine geçiriyorsun, bir diğerine... Bu şartlar altında yaşıyorsun; Allah seni sınıyor. Şahitlik et, sabırlı ol. Kendini Şeyhine bağla. Zikirle meşgul ol. Tanıklık edip, anlamakla meşgul ol. "Bu çok acı verici," de diyebilirsin veya o acının nereden geldiğini de anlayabilirsin. Kim acıtıyor, nasıl yapıyor... O zaman bundan bir şeyler öğrenirsin.
Allah bize bu teknolojiyi vermiş. Allah uğruna kullanabilirsin. Ne zaman kendini böyle kötü hissettin, biraz zikir aç. Yaptığımız zikri izle, bize katıl. Bir yere oturup Şeyhinle rabıta yap. Yani Şeyhinle beraber ol, bunun manası budur. Bu bize nasıl Allah ile olacağımızı öğretiyor. Çünkü takva budur. Adım adım inşaAllah.
Kim bilir, belki kendini o bölgeden çıkarıp, her gün zikir yaptıkları bir yere geleceksin. Her perşembe, her kutsal gün ve gecede zikir yapıyorlar, her Cuma günü Cuma yapıyorlar. Ama geldiğinde de her şeyin Cennete dönüşeceğini de sanma. Dönüşecek fakat nefs her zaman isyan edecek, bir şeyler söyleyecek. Sana geri vuracak. Ve onunla savaşman gerek. Bir kere savaşmaya başladın mı, o zaman makamın yükselir.
Lezzetini alıp almamakla ilgili değildir bu. Namazdan tat alalım ya da almayalım fark etmez, kılmak zorundayız. Bazı insanlar var, "ah çok güzel, ben de oraya taşınmak istiyorum. Her gün zikir yapabilirim, şöyle böyle," diyorlar. "Ne güzel," diyoruz biz de. Bir gün, iki gün, bir iki hafta, bir iki ay sonra yoruluyorlar. Bu da normal aslında ama şunu anlayın, kendinizi bilmeniz gerek. "Neden yoruluyorum? Neden bu şekilde hissediyorum?" Böyle yapınca her defasında mücadele ediyorsun, değişiyorsun; makamın da yükseliyor. Fakat soru sormayı kesersen, ilgi duymayı kesersen, içine tutku koymayı kesersen, bu Dergah Medine olmuş ya da Kabe'nin içinde olmuş hiç fark etmez. Tutkuyla yaklaşmıyorsan, kendine bunu hatırlatmıyorsan, lezzetini yitirecektir. O yüzden orada (Mekke'de) yaşayan kişiler Haremeyn'den, Kabe'nin, Mescid-i Haramın üzerinden yürüyüp diğer tarafa geçmek için kısa yol yapmışlar. Sanki Kabe sıradan bir şeymiş gibi davranıyorlar. Hayır.
Fark ettin mi, hemen üzerinde çalış. Nefsine karşı açtığın savaş, bu en büyük cihaddır. Bunu yap, Allah senden memnun olur.
Allah kolaylık versin inşaAllah.
Selam aleykum.
Şeyh Lokman Efendi Hz
Sahibul Sayf Şeyh Abdulkerim el Kibrisi (ks) ‘nin Halifesi
Osmanlı Dergahı, New York
2 CemaziyelEvvel 1439
19 Ocak 2018
Sohbetin İngilizce aslına buradan ulaşabilirsiniz.
Comments